Böyle Buyurdu Zerdüşt // Nietzsche // Kitap İncelemesi

” Eğer susuzluktan ölmek istemiyorsan, her bardaktan su içmeyi öğrenmelisin. Lekesiz, tertemiz kalmak istiyorsan; kirli su ile temizlenmeyi öğrenmelisin. “    

             Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin en derin eseri olarak tanımlanır. Kendi, olabilmenin sancılarını çeken Nietzsche’nin bulunduğu çevreye uyum sağlamayan, inançları reddeden Nietzsche kendi özüne yaklaştıkça herkesten  uzaklaşıyordu. Gerçekliğin öz kaynağı olan düşünce, felsefe ile tanıştırdı. Akıl hocası Arthur Scopenhuer’un büyük katkısı vardır. Bestekar Nietzsche, bengi dönüş felsefesini benimsedi. İnsanın hayvani taraflarını sert bir üslup ile eleştiren yazar hakikati fısıldıyor. Ucu açık bilmeceleri çözebilen üstün insana seslenir, onun aşağılayıcı kırıcı cümlelerinde varoluşsal sancılar yatar. Yaşadığı çağın ötesinde olan yazar kimse tarafında anlaşılmadı. Belkide  yüzyıllar sonra anlaşılması onu ölümsüz kıldı, bütün kurallara insanların oluşturduğu ideolojilere hep karşı çıktı. Yok olmak ve yok etmek istedi var olanın keyfine ve erdemine ulaşabilmek için…                                                                                                                                 En derin eseri olarak nitelendirilen “Böyle Buyurdu Zerdüşt” edebi ve felsefi açısından çok farklı tarz ve konu barındırır. 

Ana karakter Zerdüşt her şeyden vazgeçerek dağlara çıkar orada ruhunun yalnızlığını çıkardı on sene boyunca güneşi ilham alarak dağdan inmeye karar verir. Hedefi insanlığın derinliğine inerek doğrulara ışık tutmak  insanlığın aşılması gereken bir varlık olduğunu üstün insana ulaşılması gerektiğini vurgular. Dünya klasikleri arasında yer alan,okunması gereken bir eser.

Ey, küçük kişiler zaman geçtikçe küçülüyorsunuz! Ey keyif tutkunları, ufalıyorsunuz! Henüz yok oluşunuz tamamlanmadı:

Var olan nice küçük erdemleriniz yüzünden, küçük nice boşlamalarınız yüzünden, küçük yerinmeleriniz yüzünden!

Toprağınız esirger ve çok verir:

Toprağınız! Lakin ağacın gelişmesi için, sert kayaların çevresine katı kökler sermesi gerekir. Boşladığınız her işte insanın geleceğinin dokusu örülür; hiçleriniz bile geleceğin kanı ile beslenen örümcek. Ey, erdemi küçük olanlar sizler alırken, çalar gibisiniz. Bıçkınlar arasında bile bile onur der ki:

“Soyamadığım yerde çalacaksın sadece .” Verilir verme öğretişidir bu da Ey zevk düşkünleri:

Alınır elinizden, giderekte alınacaktır elinizden. Ah, bıraksanız bütün yarım iradeleri, edimde olduğu gibi,edimde olduğu olduğu gibi,tembelikte de eksiksizce kararlı olsanız! Fikrimi alsanız:

İstediğinizi yapın fakat önce isteyebilenlerden olun. Sevin komşunuzu kendiniz gibi, fakat önce kendini sevenler olun: Derin bir sevgi ile seven, derin bir anlayışla! Buyurur zerdüşt…                  

                                      Herkes ve hiç kimse için.