Lifeless Planet // Yürü Yürü Yürü // Oyun İncelemesi

Lifeless Planet, yürüme simülasyonu olarak anılsa da bu kadar basite indirgenmemesi gerektiğini düşünmekteyim. Oyun bizi yaşamın olmadığı varsayılan, çok uzak bir gezegene bırakıyor. Biz bir astronotuz. Dünya’ya çok benzer yaşam bulacağımıza inanıyoruz. Mürettebatımız ise gezegene inerken kaza geçiriyor ve yalnız kalıyoruz. Ardından gezegene bizden önce rusların geldiğini, üstüne kasaba kurduklarını gözlemlemekteyiz. Gezegenin oldukça kurak yapısından kaynaklı olarak zorlu keşfedişimiz başlamaktadır. Tabi bir de oksijen sıkıntımız var.

Lifeless Planet daha çok keşfetme oyunu. Oyun içerisinde savaştığımız kimse yok. Yürüyoruz ve zıplıyoruz, bazense garip şeyler yapıyoruz. Gezegenin çeşitli yerlerinde yaşam ararken, bu gezegenin mekanlarını inceliyoruz ve rusların kurduğu kasabadan kalıntıları keşfedip, ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyoruz.

Açık ve net konuşmak gerekirse, odaklanıp oynamaya çalışılmaması gereken bir oyun. Oldukça sıkıcı gelebilir. Keşif yapıyoruz tamam ama iş bir süreden sonra sadece kayalardan atlayıp, yeşil şeyin izini sürmeye dönüşüyor. Bunlar bir oyun için oldukça yetersiz dinamikler arasında. Bu oyun sakin takılmak, kafanızı dağıtmak istediğinizde, köşede film veya dizi açıkken gezinmelik kıvamında bir yapım. Dur ben oyun oynayacağım edasında başlamayın. Sonlara doğru ilginçleşen durumları evet var ama genel itibariyle, tek başına tüketildiğinde, sıkıcı bir oyun. Anlattığı hikaye de öyle sürükleyici falan değil. Filminizi falan açın, bir yandan dolanın.

Ben 9 saatte bitirdim bu oyunu ama çok uyuz ve yayarak oynadım. Daha kısa sürede de bitirilebilir. Lakin belirttiğin nedenlerden dolayı, kısa sürede  bitirmek için kasmamanızı tavsiye etmekteyim. Finale doğru işler bir tık ilginçleşmekte ama beklentinizi yüksek tutacak düzeyde bir ilginçlik seviyesi değil bu. Sonunda da ufak yüzüme tebessüm konduran bu yapım, sakinlik içerisinde dolaşmak isteyen, beklentiye girmeden, kenarda oynamalık oyunlar arasında yerini alıyor. Bir sonraki incelemeye kadar kendinize iyi bakın.