Mortal Engines (Ölümcül Makineler) // Film İncelemesi

8

Philip Reeve’in roman serisinden uyarlanan Mortal Engines filminin öncelikle yayın öncesi hali hakkında konuşalım. Film ilk duyurulduğunda beklentim çok yüksekti. Philip Reeve’i tanımam etmem ama yapımcısının ve senaristinin Peter Jackson olduğunu öğrenmiştik. Peter Jackson’dan kötü bir iş beklemek, olacak iş değildi. İmzasını attığı yapımlar arasında öncelikli olarak Lord of the Rings, Hobbit gibi seriler gelince, insanın beklentisi oldukça artıyor.

Filme beklentiyle yaklaşmamızı sağlayan tek unsur bu değil. Hugo Weaving’ın rol alacak olması diğer beklenti yaratan unsurdu. Adamın oynadığı yapımlara bakıyoruz, yıldızlar şeridi gibi. Matrix serisi, Lord of the Rings serisi, Hobbit serisi, V for Vendetta, First Avenger… Hepsinde de oynağı roller kritik olmasıyla beraber, inanılmaz derece oyunculuk sergilenmiş noktalardır. Bu derece iyi bir ekibin, bu filmde toplanmasıyla, insan gaza geliyor ister istemez. Şimdi filmimize geçelim. İncelerken spoiler vermeyeceğim yada vereceğim ufak detaylar, filmi izlerken keyifinizden alıp götürmeyecektir.

Film kıyamet sonrası dünyada geçmektedir. Devletler birbirine güzel güzel gelişmiş bombalar fırlatmış, dünya falan kalmamış. Canlı popülasyonu yok denilecek düzeyde azalmış. Topraklar kuraklaşmış. Kıtalar dağılmış. Devletler yok olmuş. İnsanlık yok olma eşiğine gelmiş. Mevcut teknolojiden sadece kalıntılar kalmış. Bunların hepsi ise devletlerin birbirine saldırmasından 60 dakika sonra gerçekleşmiş. 60 dakikada dünya falan bırakmamışlar yani. Muhtemel olabilecek bir durum gibi.

Bu olan olaylardan sonra dünya yeni çeşit medeniyet kurmuştur. Bu medeniyet neticesinde şehirlerin büyük çoğunluğu artık yerleşik hayatta değildir. Yer yüzünde hareket eden koca koca şehirler yapmışlardır. Bu şehirlerden en büyüğü Londra, dünyayı dolaşarak diğer küçük şehirleri yağmalamaktadır. Filmin kurulu olduğu dünya bu şekildedir.

Film görsel içerik olarak inanılmaz bir zenginliğe sahip. Hareket şehirlerin ve bu hareket eden şehirlerin içerisinde kurulmuş canlı popülasyonunu görmek ve izlemek, çok ilgi çekiciydi. Bu şehirlerin toprağın üstüne yayılışı ve ardından hareket etmek için geri toplanırken ki sahneleri tam bir görsel şölendi. Film bu şehirlerde olan yüksek görselliği tek düze altında da tutmuyor. Farklı işlevdeki şehirlerin, kasabaların, kolonilerin, park noktalarının özelliklerini bize farklı yönleriyle göstererek, bizlere detaylardan kaçınılmadığını gösteriyor. Normalde günümüzde ki filmlerin görsellik anlayışı kim kime daha ışık fırlatıyor olduğundan, bu film bu tür ucuz görselliklere karşı cevap niteliğinde olmuş. Yoksa yıllardır süper kahraman filmlerinin bize gösterdiği CGI’lar, patlama ve ışık sahnelerinden öteye geçemedi.

Filmin oldukça farklı ve alışılmışın dışı bir hikayeye sahip olduğunu söyleyebilirim. Hugo Weaving’in beklentileri karşılayan kötü adam performansı ve karakter motivasyonu oldukça tatmin eder düzeydeydi. Filmin atmosferi ve dünya tasarımını BioShock oyun serisine benzettiğimi söyleyebilirim. Oyun serisini çok sevdiğimden bu filme de ısınmam uzun sürmedi. Aynı türde yapımlar olsaydı belki benzerliklerini eleştireceğim bir unsur olarak ele alabilirdim ama bu durumda bunu yapamayacağım. BioShock incelemesini buradan bulabilirsiniz.

Filmde ki diğer güzel taraf ise boş sahne olmaması. Her bir sahnede ana hikayeyle ilgili ilerleme sağlaması yada oldukça detaylı oluşturulmuş tatmin eder düzeyde olan aksiyon sahnelerinden oluşması, filmden kopmama oldukça engel oldu. Hikaye tatmin eder düzeydeydi ama bazen görsellikteki kadar derinliğe kavuşamayabiliyordu. Bu hikayenin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Sadece bir kaç tık daha derin yazılabileceği anlamına geliyor. Bunu da başarabilselerdi tadından yenmezdi artık.

Kıyamet sonrası dünyada geçen, bilim kurgu filmlerine ilginiz varsa izlemeniz gereken yapımlardan. Oyunculuklar ve görsellikler sizi tatmin edecektir. Hikaye beni tatmin etti ama kişisel tercih olarak etmeme durumu da oluşabilir. Ne olursa olsun bu kadar ilginç ve detay dolu kıyamet sonrası dünya oluşturmaları takdir edilesidir. Başlayınca film sizi boş bırakmıyor, bir çırpıda ne olduğunu anlamadan bitirirsiniz. Beklentiniz olsun ama bir Lord of the Rings kalitesi de beklemeyin. O tür yapımlar çok sık gelmez. Benden bu kadar…

 

8 yorum “Mortal Engines (Ölümcül Makineler) // Film İncelemesi

  1. çok güzel açıklayıcı olmuş eline sağlık Mortal Engines filmini izlemek istiyordum sayende bilgide aldım teşekkür ederim

  2. Gerçekten Mortal Engines filmi çok güzel incelenip açıklanılmış emeğiniz için teşekkürler

  3. guzel basarılı bir içerik iyi makele olmus elınıze saglık yayın hayatında basarılar

  4. Film gayet sağlam çok hoş aksiyon bilim kurgu tarzında yazıda gayet başarılı okurken filmi izlemiş gibi hissettim başarılar

Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir