Taha Yeşiltepe-SON ŞİFACI//Bilim Kurgu Kitap İncelemesi

Türk yazar? Bilim Kurgu? EVET SİZİ ALALIM ŞÖYLE.

“Yaşayan son Doktor olan Kutner’ın inanılmaz yeteneği, ona insanlığın sonunu getirecek kadar şiddetli bir nükleer patlamada bahşedildi.

Hasta ve yaralı insanları parlayan elleriyle anında iyileştirebilen bu adam, bu yeteneğini sağ kalanları kurtarmak için kullandı. Onları bir araya getirerek son insan kolonisini kurdu. Her şey iyi gidiyordu.

Ta ki bir gün yalnız olmadıklarını anlayana kadar…

O doğaüstü kırmızı gözleri ve oluşturduğu İyileşmeyen Yaralar’ı görene kadar…”

Kitabımız bize Pasadena’da yapılan nükleer deneyin başarısızlıkla sonuçlanmasını ve bu esnada normal bir şekilde yaşamını sürdüren Dr.Kutner’ın yayılan radyasyon ve gama ışınlarından etkilenip özel bir güç kazanmasını konu alıyor. Nükleer deney dedik, başarısızlıkla sonuçlanması dedik, bütün bunlardan Dünya da nasibini alıyor tabii. Yerleşim yerleri harabeye dönüyor, sayısız insan hayatını kaybediyor. Kimi Kutner gibi ofisinde hasta kayıtlarını incelerken yakalanıyor buna, kimi 7.yaş gününü ailesiyle beraber kutlarken. Kazandığı yeteneği, yani insanlara dokunarak onlara şifa verebildiğini farkeden Doktor, ev ev gezerek henüz hayatta olan insanları buluyor ve onlarla bir yerleşim yeri kuruyor. Onların hem Şifacısı, hem önderi oluyor. Aradan çok uzun zaman geçiyor. 10 yıl kadar. Bu kadar süre hayatlarını bir şekilde idame ettirirlerken Kutner’ın ne yaparsa yapsın iyileştiremediği yaralanmalar olduğu görülüyor. İşte asıl mesele de burada başlıyor. “BU YARALANMALARA SEBEP OLAN ŞEY NE?”

Bu sorunun cevabını ararlarken de başlarına gelmeyen kalmıyor. Tam “bulduk!” dedikleri anda ise hevesleri bir anda sönüyor. Çünkü olanları kimsenin aklı almıyor, Kutner dahil. Bir halisünasyon mu, canavar mı… Ama siz merak etmeyin, göreceksiniz efenim, göreceksiniz.

Kitapta o kadar çok sevdiğim yer oldu ki, hangi birinden bahsetsem bilemedim. Mesela Doktor’un tıp bilgilerinin üstünden geçmek için sürekli Laura’yla alıştırmalar yapması, hem kendi bilgilerini tazeleyip hem de ona bir şeyler öğretiyor olması bunlara birer örnek sadece. Gerisini okuyarak görün.

Bunların dışında ise kitap genelde patlama öncesi ve sonrası arasında mekik dokuyor. Bizim kafamızdaki soru işaretleri giderken, patlamadan önceki hayatın nasıl olduğunu da görmüş oluyoruz. Ve en çok beğendiğim kısım ise bize sunulan, belki de saçma gelen şeylerin açıklamasını görmüş oluyoruz kitabı okudukça. Bu da kitabın baştan savma değil de gerçekten ince düşünülerek yazıldığını göstermiş oluyor. İçeriğinde çok fazla tıbbi terim kullanılmış olsa da, kafa karıştırmayacak şekilde hepsinin açıklaması yapılmış ve bu sebeple de kitap gerçekten sade ve akıcı bir dile sahip olmuş.

Şahsen ben “maksimum 100 sayfa okurum sonra uyurum” derken bir baktım ki kitap bitivermiş. Özellikle sonlara doğru tuvalete giderken bile bırakamadım elimden kitabı, heyecanla okudum. Hiç de pişman olmadım. Gerçekten güzel bir kitaptı. Yazarın ilk romanı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerek ayrıca. Lisenin başlarında yazmaya başladığı ve seneler sonra devam ettiği kitap Son Şifacı. Kendisi Fizyoterapi son sınıf öğrencisi ve ben Dr. Kutner kendini anlatırken bir yandan da yazarın kendini anlattığını düşündüm çoğu yerde. Bu arada yazar yazar diye hitap ettiğime bakmayın. Taha abi imzaladı da doğum günü hediyesi olarak verdi bu güzelim kitabını bana. Ben de özel hayat ayrı, inceleme ayrı diye düşündüğümden hiç sokmadım araya ama yine de sokmuş oldum galiba ya. Neyse çok takılmayın. 240 sayfa olan bu kitabı alıp okuyabilirsiniz. Sizin de pişman olacağınızı sanmıyorum.

Bir sonraki incelemede görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın!