The Wandering Earth (Liu lang di qiu) – Film İncelemesi

Selamlar sevgiler… Bugün Çin yapımı olan bu bilim kurgu filmini inceleyeceğiz. En baştan uyarayim, bu film, hatta hiçbir film için izlemeden bazı ön yargılara kapılmayın. Filmde beni şaşırtan noktalar oldu, sevdiğim detaylar oldu. Bunlardan bahsedeceğim. İncelememize başlayalım…

Öncelikle filmin konusundan, seyir zevkinizi kaçımacak şekilde ufaktan bahsedeyim.

Gelecekte birgün Güneş patlama noktasına gelmiştir. Buda tabi ki Dünya’nın geleceğini tehlikeye atmakla kalmıyor, tamamı ile yaşamı tüketebilecek seviyelere ulaşıyor. Bunun için bir plan oluşturuluyor. Dünya’nın belli bir bölümüne itici roketler yerleştiriliyor. Bu roketler vasıtasıyla Dünya yörüngeden çıkartılıyor ve dönmesi engelleniyor. Durmasının engellemesinden dolayı bir sürü felaket oluşuyor. Bunu da düşünüp, öncesinden yer altı şehirlerinin inşa edildiğini görüyoruz. Amaç olarak Dünya’nın çekirdek ısısından faydalanıp, yörüngeden itici roketlerin ve yaklaşmakta olan Jüpiter’in yer çekiminin etkisiyle hareket etmek. Ardından Dünya, Jüpiter ile çarpışma tehlikesiyle karşı karşıya geliyor ve hikayemiz burada başlıyor.

Film, bilim boyutunda oldukça fazla tutarlılık ve olabilecek mevzuların detaylarını içermektedir. Tutarsız bir bilim kurgu filmi değil. Güneş’ten uzaklaşınca olan sonuçlar ve Dünya’nın durmasından sonra oluşan çeşitli felaketler, ekosistemin tamamı zarar görmesi ve bunun neticesinde insanlığın büyük çoğuluğunun yok olması, kalanlarında nasıl, ne şartlarda hayatta kaldığını görmemiz güzel detaylardandı. Sorunlara dayalı verilen çözümlerin bilimsel olarak altı dolu olması benim oldukça hoşuma gitti.

Oyunculuklar yer yer abartı gelebiliyor. Genel olarak izlenmeyecek seviyelerde değillerdi. Onun dışında filmde ki acımasız detaylar, “hayır olmasın” dedirten hikayeler ve iradenin ne denli yüksek olabileceğini göstermesiyle benim ilgimi çok  fazla çekti.

Kaliteli bilim kurgu seviyorsanız izlemeniz gerekiyor. Çin filmlerine ön yargılı insanlardansanız, hiç hiçbir şey izlemeyin lütfen. Ön yargıyla hiçbir şey izlenmez. Film denilen şeyin ırkı, ülkesi olmaz. Bunun tepkisiyle çok fazla karşılaştığımdan bahsetmek istedim. Yoruldum yersiz saçmalıklardan. Yok sadece film İngilizce olacak, yok başka dil izlemem, yok çekik gözlüler. Bunların neslinin tükenmesi lazım. Sinemaya başlı başına zarar veren, kanser kitle bunlar. Kendinize iyi bakın.