TITANS // 1. Sezon // Dizi İncelemesi

5

DC bilindiği üzere animasyon filmlerde ve çizgi romanlarda krallığını korusa da aynı iş malesef filmleri ve dizileri ile gitmemektedir. Batman V Superman karakter analizi olarak iyi film olsa da senaryo ve hikaye anlatımında eksiklikler barındırmaktadır. Sonrasında talihsiz çekim süreciyle ilerleyen Justice League ise beklentilerin karşılığını veremedi. Zack Snyder tüm umudumuzu tüketmemişti ama Joss Whedon ile işler oldukça kötüye gitmeye başlamıştı. Ardından Wonder Woman beklentilerin üstünde bir film oldu. Umudumuzu tekrar yeşertmeyi başardı.

Şimdi Titans dizisini inceleyeceğiz. Neden bunlardan bahsediyorum? Nedeni ise dizinin DCUE’da geçiyor olması. Evrenin ilk başlangıcı bu filmler. DC’nin dizileri var ama bu evrene ait ilk dizisi bu. Tekil dizilerindeki ki rezilliği bu dizide de olsa hiç incelemezdim. Flash dizisinde ki gazla çalışan motordan sonra DC dizilerinde de umudumu kesmiştim ve takip etmiyi bırakmıştım. Ta ki bu diziye kadar. Titans’ın ilk sezonu bitti. Sezonu toptan ele almanın yerinde olacağını düşündüm. Bakalım DC Universe içerisinde geçen bu dizi nasıl olmuş? Spoilersız bir şekilde inceleyeceğim. Vereceğim detaylar ise keyifinizden alıp götürmeyecektir.

Diziye ilk başladığında ki korkum Flash gibi her bölümün bir kötüsü olması ve gazla çalışan motor misali en sonunda kahramanlarımızın yenerek gitmesiydi. İyi ki dizi o çeşit kötü kötü senaryolara girmedi. İlk sezonda sadık kalınan ve tutarlığı olan bir ana hikaye belirlenmiş ve o ana hikaye etrafında her şeyin dönmesini izledik. Hiç başka taraflara kaydığı olmadı mı? Oldu ama bunu da basit yazılmış, detaydan kaçınılmış senaryolarla yapmadılar. Dizi hem DC Universe’e güzel katkılarda bulunuyor, hemde kendi içerisinde ki hikayesiyle merak uyandırıyor.

Dizide kötü kötü espri olaylarına girmemelerine çok mutluyum. Çoğu süper kahraman dizisi ve filmi aksine çocuklara yönelik bir yapım olmadığı için gayet memnunum. Vahşet gösterilmesi gereken yerde çekinilmemiş. Psikolojik travma görmemiz gereken yerde adeta bilinçaltına indirgenmiş öğeler gördük. Konu olarak bir grup gencin süper kahramanlık yapması yerine, olayı bu gençler etrafında dönen sorunlara yönelik yapmışlar. Elbet ki lider vasıflı olan var, travmalar yaşayan var, farklı sorunları olan var ama bunlar içerisinde sağlanılan bağlantı ve ortak bir amaç içerisinde olmasalar dahi kesişmeleri güzel işlenmiş diyebilirim.

Dick Grayson’ı ele alalım. Batman’le çalışmaktan ayrılmasıyla, asabi bir Dick görüyoruz. Bu asabiliğini dışa vurmak yerine, yeni tanıştığı, sorunları olan kişilere yardım etmeye etmeye çalışırken görüyoruz. Çizgi romandaki eğlenceli ve çok Robin görmek yerine Nightwing’e dönüşmesine az kalmış bir Dick Grayson görüyoruz. Bu asabiyeti ve daha fazla görmek istediğim vahşi yönü hoşuma gitti diyebilirim. En başta rahatsız olduğum gereksiz asabiyet iken bunu koruma içgüdüsüne bir nebze olsun çevirebilmesi, hoş bir detay.

Raven’ı en başta sevemedim aslında. Robin’i gördükten sonra bana çok fazla çocuksu ve baş ağrıtıcı gelmeye başladı. Ergen ergen hareketlerde bulunup, ne istediğini daha kendi bilmiyordu. Tamam aralarından güçlerle ilgili en büyük sorunu olan o evet ama insani olarak tavırları da hoşuma gitmedi. İleri ki ve özellikle sonlara doğru olan bölümlerde karakter olarak kendini daha çok toplamaya başladı neyse ki. Ardında Raven üstünden ilerleyen psikoloji yüklü bölümler karaktere ısınmama oldukça yaradı.

Hayvana dönüşen çocuğumuz Beast Boy’un ise daha çok bir işlevini göremedik. Gizemli yaşantısından sahneleri gördük bir nebze aslında. Oldukça ilgi çekici bölümdü ama karakter olarak çok derinine inemedik. Karakter olarak çok derinine inemesek de güçleriyle alakalı ilginç bir şeylerin yaşanacağının sinyallerini aldık gibi olduk. Oyuncu seçimi yerinde ve çizgi romandaki ile oldukça benzer özellikler taşıyor.

Starfire’ı ilk gördüğümde kötü bir oyuncu seçimi olduğunu ve kötü bir karakter yazımı olduğunu düşündüm. Ardından sorunlu ruh hallerini izledikçe ve oyuncunun karakter ile bütünleşmesini görmeye başladıkça fikrim değişmeye başladı. Geçmişi hakkında bir nebze olsun bilgi görmemiz ve bunu dizide ki beklemediğimiz detaylar ile bağlamaları oldukça hoşuma gitti. Hala soru işaretleri olan bir karakter. Hakkında daha fazla bir şeyler öğrenmeyi bekliyorum.

Dizi yaptığım karakter yorumlarından da anlaşılacağı üzere Robin üstünden daha çok ilerlemektedir. Biz ne yapalım sadece Robin’i diyebilirsiniz. İşin aslı sadece Robin değil. Batman’le olan bir takım ilişkilerini görüyoruz ve Robin karakteri böylelikle dizide tanıtılan en iyi karakter oluyor. DCEU sayesinde Batman ile ilgili detaylar görmek ve bu detaylar dışında DC’ye dair Titans harici öğelere tanık olmak, diziyi zenginleştiren taraflar olmuş. Anlayacağımız üzere dizi sadece Titans dizisi değil. Bir nevi DC tanıtma dizisi. Doğal olarak filmlerde başaramadıkları tanıtma olayını, bu filmde güzel ve tutarlı şekilde başarmışlar.

Dizi DC Evreni için güzel bir hareket olmuş. Karakter analizleri yerinde. Boş aksiyon sahnesinden ziyade hikayeye ağırlık verilmiş. Olan aksiyon sahneleri ise daha iyi olabilirdi gibi. Çok net aksiyon göremedik aslında. Gördüklerimiz bir kısmı şova dayalıydı, bir kısmı travmaya dayalıydı. Travmaya dayalı aksiyon izlemek benim daha çok hoşuma gider ama normal aksiyon da görmek isterim.

Hank Hall ve Dawn Granger çiftine değinmek istiyorum. En başta dizi hikayesiyle alakalı olarak yardımda bulundukları bölümleri gördük. Ardında  bu karakterle çok fazla değindiler. Sonrasında bu beni rahatsız etmeye başladı. “Bunlara niye bu kadar fazla değinilir ki? Ne gereksiz çift.” dedim. Oldukça itici ve gereksiz özellikleri vardı. “Daha kendi aralarında ki problemleri çözememişler, ana karakterlerimize mi yardım edecekler?” dedim. Hala aynı şeyi diyorum.

Sonrasında Hank Hall ve Dawn Granger karakterlerine dayalı bir adet özel bölüm çekildi. Bu bölüm oldukça etkileyici ve nasıl bu hale geldiklerini anlatan detaylı bir bölümdü. Bölüm olarak çok fazla hoşuma gitti. Tekrar tekrar açıp izleyebileceğim bir bölüm olmuş olabilir. Gönlümü böyle kazanmalarına rağmen, hala bu karakterleri ana hikaye etrafında gereksiz görüyorum. Bunu başka türlü bağlayacaklar mı, yada daha fazla analiz edecek bölümler görecek miyiz bilmiyorum ama şuan inanılmaz vasıfsızlar, fazlalıklar. Sevmeye başlasam bile bu düşüncem değişmedi.

Genel olarak topladığımızda izlemekten keyif aldığım ve tek sevdiğim DC dizisi oldu. Özellikle son 2 bölümde yaptıkları sezon finaliyle şaşırtıcı hamlelerde bulundu. Daha ilerisinde işleyeceklerini düşündüğüm detaylı konuları direk vermeleri ve bunu akıcı bir şekilde işlemeleri gayet güzeldi. Buda aslında dizide filler bölüm yok anlamına geliyor. 2. sezonda böyle güzel devam eder mi yoksa batırırlar mı bilmiyorum. 2. sezon için oldukça merak ve beklenti uyandırdıkları kesin. Bir sonraki incelemeye kadar, kendinize çok iyi bakın…

5 yorum “TITANS // 1. Sezon // Dizi İncelemesi

  1. izlediğim dizilerden bir tanesi vede popüler bir dizi severek izliyorum dizi tanıtımı içinde ayrıyaten teşekkür ederim

  2. Çizgi filmi çok güzeldi.Dizinin güzel çıkmasını da çok isterim. DC’nin ilk sezonları güzel olsa da sonraki sezonlarda sıkıntı çıkıyor. Bir sezon şans verilebilir bu diziye.

  3. Çizgi filmi gerçekten çok güzeldi. Bu diziyi çekenlerin başında titans’ı hiç anlamamış birileri var herhalde. Genel değerlendirme için teşekkürler. Güzel bir derleme olmuş. Umarım 2. sezon için şansı yaver gider.

Caner için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir