The Old Guard // Ölmez Theron // Film İncelemesi

“Böğrüme saplandı kamış, çıkarttım iyileşti bir anda, ölmem gerekirdi lakin, öldürmeyen Zeus öldürmüyor…” temalı bu yapımın incelemesi ile hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. Charlize Theron yine ölümsüzlüğü bularak, bu sefer Andy isimli bir karaktere hayat vermekte. Ölümsüzlerin olduğu bir ekibe liderlik eden Andy Abla, en yaşlı insanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Lakin bu ölümsüzler, fiziksel olarak yaşlanmıyorlar. Herhangi bir gördükleri hasarda çabuk iyileşme özelliği gösterebiliyorlar. Ardından yeni ölümsüz olmuş bir hanım kızımızın ekibe katılmasıyla, maceramız başlıyor.
Zaman ve çağ olgularının, anlamsız geldiği noktada, insanın psikolojik olarak evrimleşmesini bize dokunuşlarıyla belli etmesi, yapımda hoşuma giden yerler arasındaydı. Geçmişe yönelik epik hikayeler anlatan bu filmin, daha çok bu yönüne ağırlık vermesini isterdim. Karakterlerimizi tarih boyunca, birçok medeniyetlere etki eden rollerde olduklarına dair, verilen anlatılar en çok hoşuma giden taraf oldu. Bunlara ek, ölümsüzlük durumuyla ilgili empati kurulmasına film olanak tanıyor.
Film genel olarak durağan ilerliyor ama bu durağanlık birkaç nokta harici beni sıkmadı. Beni rahatsız eden nokta, büyük hikayenin, küçük bölümüne gereğinden fazla değiniliyor olmasıydı. Orada ölümsüz, kaç yaşında olduğunu unutan, savaştığı savaş sayısını bilmeyen karakterler var ama biz ergen bir kötü adamın hikayesine sıkışıp kalmışız. Filmde bunun farkında aslında. O yüzden yer yer o hikayeyi ön plana çıkarmak yerine, karakterlerimizin geçmişine ve geleceğine odaklanmayı tercih ettiği noktalar arttırılmış durumda. Denge biraz kurulmuş gibi ama yine de ergen hikayesi bölümü canımı sıktı.
Aksiyon sahneleri yeterli düzeyde olan bu yapım, aksiyonun hakkını çok fazla vermemekte. “Şu şöyle savaşçı, böyle savaşçı…” diye dinledik ama bu sözlerin faaliyete dökülmesi tatmin eder seviyede değildi. Yapımda daha çok zevk veren noktalar, durumun işlenişinden çok, durumun anlatışı olmuş ama bu bile başlı başına izlerken beni sürüklemeye yetti. Film soru işaretleriyle sonlanıyor. Devamının gelmesi kaçınılmaz bir durumda. Canınız sıkıldığında izlenebilecek, başyapıt olmayan, güzel bir film. Bir sonraki incelemeye kadar kendinize iyi bakın.