İlk film incelemem olacak tabi ki benim tarzımda bir yapım. Fransız devrimini anlatan bu film, Victor Hugo’nun aynı ismi taşıyan romanının beyaz perdeye uyarlamasıdır. Jean Valjean diye bir adam var. Bu adam zamanında kız kardeşinin oğlu yani yeğeni için ekmek çalmak zorunda kalıyor ve tersanemsi bir yerde tutsak işçi olarak uzun yıllar çalıştırılıyor. Sonunda şartlı olarak tahliye olan Jean Valjean orda burda iş arıyor kendisine ama nafile… Çünkü şartlı tahliye kağıdında tehlikeli damgası olduğu için kimse onu işe almak istemiyor. Bu arada tutsaklık yıllarında kendisine ve bir çok tutsağa kötü davranan bir baş gardiyan var adı Javert ve dipnot Jean Valjean karakterini Hugh Jackman abimiz canlandırıyor.
Şimdi gelelim mevzunun koptuğu yere… Jean Valjean yoldaş (niye yoldaş dediğime ilerde gelecem) ordan burdan kovulur hırpalanırken bir kilisenin avlusuna kapaklanıyor orada papaz abimiz buna kapısını açıp evine buyur ediyor ve oldukça iyi davranıyor ama huylu huyundan vazgeçer mi? Jean abi papazın evinden değerli gördüğü gümüşleri çalıp kaçıyor ve oranın askeri devriyecileri tarafından yakalanıp darp edilerek papazın önüne atılıyor. Papaza “hırsızı yakaladık birde sizin ona verdiğinizi söyleyerek yalan söylüyor” diyor ve papaz da devriyelere “evet adam doğru söylüyor hatta bey efendi bunları unutmuşsunuz en değerliler buradaydı” deyip gümüş şamdanlıkları da veriyor. Jean abi bu durum karşısında mahçup olup böyle bişey olabilir mi yahu demeye başlıyor. Papaz da ona bu gümüşler hayatını değiştirsin diyor ve aksiyon başlıyor. Jean abi o mahkum olduğu kağıdı yırtıp atar ve kısa süre içinde bir kasabanın belediye başkanı olup fabrikaya patron oluyor. Burda Fantine ın hayatının bitişine sebebiyet olur ve yolu manevi kızı olan Cosette ile birleşir.
Film baştan sona akıcıdır bence ama müzikal sevmeyenler için aynı şeyleri söyleyemem. Tüm diyaloglar baştan sona opera tarzında geçiyor. Oyuncular yaş itibari ile 7 den 70 e herkes oldukça profesyonel şekilde üstüne düşeni yaptığı kanaatindeyim. Filmin hikayesi, müzikalle birlikte senaryoya aktarılmasına karşın sonunun bağlanışı, izlediğimiz ve gözlemlediğimiz kadarıyla vasattı. Bu kadar güzel ilerlerken, sonunu dramatizme ve romantik olaylara bağlanışı, en hayal kırıklığı yaratan taraf oldu. Yani tamam kitapta geçen olaylarla bağdaştırılmış falan ama metafiziğe bağlanması yersiz olmuş. Sevinek mi ağlayak mı bilemedik.
Gelelim Jean Valjean abimiz neden yoldaş? Üvey kızının aşık olduğu herif Fransız devriminin önde gelen abilerindendi. Jean Valjean abi artık ölecem triplerine girmiş. Şu kızı şu devrimci oğlana verim de gözüm açık gitmeyem düşüncelerinde. Olaylar bu kadar basit mi, değil. Kızını vereceği oğlan barikat arkasında vuruluyor. Jean abi oğlanı kucaklayıp, güvenli bir yere götürmeye çalışırken Javert, Fransız Krallığı’nın genarali konumundadır. Tekrar karşılaşırlar. Devamı için izleyin. Asıl mevzular orda kopuyor.
Hepinize iyi günler, sevgiler, saygılar, bir daha film incelemesi yazmaya kalkarsam, BCT beni yer. Kültür iyidir.
Fragmanına bakim ne dedim. Sıkıcı bir filme benziyor. Aynı zamanda yazınızda çok fazla spoiler var. Konuyu çok fazla anlatmışsınız.
Valla başını net anlattım ama olayın girişidi gelişme ve sonuç yok
Elinize sağlık. Konusu biraz klişe gibi. Kitabını okumadı
Konusunda her ayrıntıyı veremedim patron başımda dikilmiş filmi anlatma eleştir diyor yoksa neler yok ki filmde izle derim ?
BCT ile ne alıp veremediğiniz var 😀
debbağ sevdiği deriyi yerden yere vururmuş
Hmm. Biraz kitaptan farklı gibi.
evet birazcık
Kitabı okumadım, filmini de izler miyim pek bilmiyorum ama azıcık spoilerla güzel bir inceleme yazmışsın. Ellerine sağlık