Merhabalar sayın Konu Deposu okuyucuları, ara vermeden bir diğer yazımı yazmak istedim konu bir şiir Turgut Uyar’a gönderilmiş anonim bir şiir. Zevkleri sorgulamaktan hoşlanmam ama umarım şiirlerden hoşlanıyorsunuzdur yok hoşlanmıyor sevmiyorsanızda bu yazımı okuyup incelemesinde bulunduğum şiiri lütfen dinleyin. Yorumlayan da Osman Sonant olunca açıkçası yemeyip yanında yat. Öncelikle şiiri aktarayım;
Ya da aktarmayayım yazı gizemini kaybetmesin ? Yorumlamak istedim tabiki bir şiir bir şarkı bir tablo onu okuyan,seslendiren yada resmeden kişi tarafından yorumlanmaz.. Herkes kendince bir bağ kurar ve denk geldiğinde o bağın sözcüklere dökülmesi kişinin yorumudur.. Keşke seslendirerek yorumlayabilseydim gerçi içimden ya da yalnızken seslendirdiğim şarkılar o canıım (!) sesim (kabul edelim sesini kendince beğenmeyen çok az insan vardır hatta arttırıyorum yoktur) maalesef ki bu şiirde bana bi dur diyor bi dur kızım yapma buna bulaşma çünkü Osman bey o sesiyle seni beni döver. Her neyse ben şimdi gönlümden geldiğince yorumlamaya kalksam bu yazı bitmez. Hani her cümlesine sayfalar yazabildiğiniz şeyler gibi düşünün ? Örneğin;
“ben insan olsaydım yalan söylemezdim”
“Hiçbir şeyden de olsa kalsın biraz”
“Bir devrim sessizce olmalı mesela”
“Herkes alçaktır biraz” vb. Aslında içi dolu dolu ama ben size wp durumları, instagram da uzaklara baktığınız bir fotoğrafa eklemeniz için ayıkladım ?
Yapmadım bunu korkmayın. Demem o ki şiiri ben şurda hatası bu şurda fazlası bu kelime diyemem benden büyük sanat var. Sanat çarpar insanı. Ben çıkardıgıma bakarım dicem diyemiyorum çünkü ezbere bilmeme rağmen her defasında farklı bir zevk alıyorum. Herşeyi sıradanlaştırdığımız şu zamanlarda ağzımızda tat bırakan böyle dilimizin ucunu dişlerimizle yoklayarak o tadı öyle ama haz alarak tüketiriz ya işte bu şiirde böyle dinledikçe okudukça hazzın büyüyor tek fark tüketmiyorsun. Bağzı şarkıları çok severek tüketiriz yani aşırı beğenmişizdir hemen kusana kadar dinleriz bıkana sıkılana kadar hatta bu ruh halindeyken başka bi yerde duysak ya da başka biri açıverse tiksiniriz takii üzerinden zaman geçip de tesadüfen duyana kadar idda ediyorum bu öyle değil. Tabii şiir kusana kadar dinlenmez. Tabiki şarap kadehi mumlar bir partner ya da onu düşündüren bir dert olmadan şiir dinlenmez demiyorum yok böyle bişey ama kusturmayın diyorum.
Bildiğim şiir sayısı yaşımı belki ikiye katlar ama bunların arasında palyaço bir nadide.
Okumayı seviyorsanız okuyun, dinlemeyi seviyorsanız dinleyin, ikiside sevmem diyorsanız bir deneyin o da olmassa yorum yapın koşarak uzaklaşayım ?
Kendileri;
” kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan”
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz ”
Böyle iştee sizinde şiire olan yorumlarınızı merak ediyorum yorumlarda buluşalım ? Haydi sigara yakalım eksildik biraz..
Şiirin incelemesi olur. Sohbet etmişsin. Yinede eline sağlık
Ilk şiir incelemesi olur böyle başlangıçlar,yinede teşekkür ederim
Tamam güzel entel dantel şeyler ama şiifr incelemesi de olmaz. Film diye çıktınız yola. Kültürde de baya güzel şeyler var. Kitap falan derken kafanız mı banaldı. Şiir incemesi basite kaçmış gibi.
Olur öyle ya çok kasmamak lazım sizde sadece film incelemerini okursunuz tercih meselesi,yorumunuz için teşekkür ederim