Selamlar, köpek eğitimi ile ilgili tekrar yazabilirim demiştim ve şimdi sözümü tutuyorum. Ben aslında “Nasıl eğitemezsiniz? Kısmını yazacağım tabi ki bunu yaparken sanki bir köpek tarafındanmışçasına olacak iyi okumalar.
Bizi sürekli çekiştirerek, kuçu kuçu felan ile, zorbalık yaparak, kendi hayatınızdaki davranışları bize insanmışız gibi zorla kabul ettiremezsiniz. Bizi cezalandıracağınızı bilsek bile sizi dinlemiyoruz. Eğitim tasması adı verdiğiniz içi çivili yani dediğinizi yapmazsak boynumuza çivilerin saplanacağı acı çekerek ölmemek için yaptığımız işlere eğittim diyorsanız, hadi bide onu takmadan yaptırın da görelim. Hele o elektro şok veren tasmaya ne demeli siz biyolojik çocuklarınıza da onları takarak mı öğretiyorsunuz her şeyi. Bize her bağırarak bir şey söylediğinizde biz “Acaba yine ne oldu?” diye afallayıp kalıyoruz. Üstelik neyi yanlış neyi doğru yaptığımızı bir türlü anlamayıp ya yüzünüze masumane bakarak sonunda şiddet uygulamaz umarım diye bekliyor yada sizden korkup bir yerlere kaçıyoruz ve buna güzel bir tonla aferin diyorsunuz. Bizde haa demek ki bize birşey derse umursama anlamaya çalışma ve uzaklaş bela istemiyoruz deyip gidiyoruz bu sefer işler iyice çığırından çıkıyor ve şiddet bağırışlar tekmeler tokatlar havada uçuşuyor. Beş dakika sonra da aynı şeyler en baştan tekrarlanıyor. Lütfen empati kurun bu konuda. Uzaylılar gelse ve sen benimsin dese alsa seni yemekler sunsa sonra ölene kadar onla yaşıyacağını bilsen ve sana anlamadığın dilde bir şeyler söyleyip dursa, tuhaf hareketler yapsa. Sana bunu nasıl yapabileceğini öğretmeden, onun ne dediğini istediğini anlamadan sürekli senden bir şey istercesine konuşup, anlamayınca bağırıp, daha da anlamayınca işkenceye başlasa nasıl hissederdin. Bu örneğime dair empati geliştirmeniz adına Themos Kornaros’un Haydari Kampı adlı romanı okumanızı tavsiye edebilirim. Aldığım bir duyuma göre çok yakında Konu Deposu’nda bu kitabın incelemesi yayınlanacak.
Bir çok insanın değine göre biz köpekler ödül maması olmadıkça denileni yapmıyormuşuz. Bunda haklılık payı var fakat biz nasıl ki ödülü almak için sizin ne yapmamızı istediğinizi kavramak için uğraştıysak; sizde bizim bu işi nasıl sizi memnun etmek, sadece bir baş okşanması yada ara da bir mamanın gelme ihtimali olması durumuna odaklanıp sürekli yapmamızı sağlaya bilmenizi çözmenizi isterim. Üstelik IQ olarak bizden çok üstünsünüz değil mi? Gelelim diğer bir meseleye çok aceleci davrananlarınız var aranızda bunu bilin. Daha bir komutu öğrenip pekiştirmeden hemen iki, üç zorluyorsunuz. Bekleyin zamanla hepsini öğreniriz. Bizler nereye tuvalet yapacağını bilmeyen ama buna karşın sindirim sistemi çok düzenli olan canlılarız. Eğer bunu keşfederseniz, bize sürekli aynı saatlerde yemek verir ve ne zaman tuvalet ihtiyacımız olduğunu bilebilirsiniz. İşte tam o vakitte bizi sürekli olarak tuvaletimizi yapmamızı istediğiniz yere götürün. Bir süre sonra tuvaletimiz geldiğinde biz oraya gider yada bizi oraya götürmeniz için size uyarılar veririz. Bazı cinslerimiz bunu hemen ilk hafta uygularken bazılarımızın ki bir yılı bulabilir. O yüzden okula giden çocuklarınıza da yaptığınız gibi “Şunun çocuğu şurayı kazandı senden bir bok olmaz” demeyin. Hem annenize bir sorun bakalım siz tuvalet eğitiminizi ne zaman tam olarak öğrenebildiniz. Yani bu işte de sizden daha iyiyiz ama IQ olarak siz daha fazlasınız…
Gelelim bir diğer meseleye. Evde öğrettiklerinizi dışarıda uygulamıyor muşuz, bu konuda ne yapabiliriz ki? Bir sürü yeni koku, bir sürü yeni ses ve her şey çok fazla dikkatimi çekiyor. Önce buraya bir alışalım değil mi? Bu arada kafalarımızı çok karıştıran bir komutun var bunu açık yüreklilikle bizle paylaşır mısınız “Hayır, hayııırr” ne demek? çünkü bazen bir terliği aldığımda dişlerim kaşındığı için bana “hayır” derken bazen yemek yerken diyorsunuz. Bazen “gel” komutu yerine geçerken, bazen “git” komutu yerine kullanıyorsunuz, kafamız bir türlü basmıyor bu işe dikkatimi çekmek için adımla seslen sana baktığım anda “gel, git, bekle, otur, yat, bırak, … vb.” diyebilirsin. Bu yüzden “hayır” dediğinde bazen bunlardan hangisini istediğini anlayamayıp devam etmeyi seçebiliyorum. O zamanda kulaklarımın sizinkilerden ne kadar daha iyi olduğunu bildiğiniz halde bana sağır muamelesi yapıp daha da bağırıyorsun. Bizler korkunuzu, hüznünüzü, acınızı, sinirinizi ve daha bir çok hissinizi çok çabuk anlayabiliyoruz bunların her birinin kokusu olduğunu biliyor muydunuz? Dolayısı ile bize bir şeyler yaptıracak yada isteyecekseniz, bizim ne kadar oyuncu olduğumuzu biliyorsunuz. Bizimle oyun oynayarak yapabilirsiniz. Bazılarınız benim köpeğim benle oynamıyor diyorsunuz, peki siz ne kadar isteklisiniz o heyecan ve coşkuyu bize aktarın, o enerjiyi yansıtın ki, biz de her şeyi aynı heyecan ve istekle yapalım. Çok mu ileri gittim bilmiyorum ama bir çoğunuzda tutarsızlık söz konusu bence yardım almalısınız bu konuda. Mesela elini ısırarak oynamamı gülerek karşılarken bir anda veya bir kaç zaman sonra buna kızıyorsunuz. Beni eğitmek mi istiyorsun sana ibretlik taktikler vereyim not al bunları.
Bizler sürü halinde yaşayan canlılarız, atalarımız kurt ve hala bazı geleneklerimizden kopmadık bize lider (alfa) olmalısın. Lider ol derken başta bahsettiğim gibi zorbalıklarla değil ha iyi bir lider güvenebileceğimiz, bize yeni şeyleri öğretebilen, doğru seçimleri yapmamız için farklı ve daha iyi alternatifler sunabilen, tutarlı, disiplinli ve öz güven dolu olmalı. Unutma ki bize dayatılan zorla yaptırılan şeyleri yarin uygulamakta güçlük çekerken mutlu keyifli eğlenceli bir hal almış oyun tarzında yada ödüllerle öğrettiğin hiç bir şeyi unutmayacağız.
Eğitim esnasında sabırlı, pozitif enerjili ol. Eğitim sadece komut verdiğin zaman değildir. Ne zaman olduğu mühim değil, doğru bir şey yaptığımı gördüğün anda ödülü yapıştır ki ben ona devam edeyim. Hatalı davranışım esnasında görmezden gel,benle ilgilenmeyi kes. Zaten ilgilenmiyordun da fark ettiysen, özellikle görmezden gel çünkü o an benimle ilgilendiğini fark edersem acımam buna devam eder tekrarlarım arada.
İnsan yerine koyup bir şey için söylenme bana anlamam bana ne öğretebildiysen sadece onları yaparım benim köpek olduğumu asla unutma kısa ve net komutlar ver verdiğin komutun anlamı veya adı her gün değişmesin örneğin “Pati ver kızım” dan sonra “Hani kızımın patisi” deme. Unutma yaptığımız hiç bir kötü davranışı, kötü olduğunu bilerek yapmıyoruz. Bu istenmeyen davranışlarımı düzeltmediğin, bize sizin doğrularınızı öğretmediğin için siz suçlusunuz.
Bir yakınınızın veya sizin düğününüzde ne erkek ne de kadın tarafının hiç tanımadığı ama oyun pistinden hiç inmeyen, coşkulu oynayan bıyıklı, göbekli dayı gibi oynak ve kıvrak ol ki beni çağırırken o an kovaladığım bir kediyi dahi bırakıp sana koşayım.
Evde besliyorsan her gün dışarı çıkart ve yor beni yoksa enerjimi evdeki her şeyden çıkarabilirim.
Son olarak asla cezalandırma işini ilkel yöntemlerle halletmeye kalkma çok kızdıysan ilgisiz bırak bu en büyük ceza zaten bize. Biz sizin uyanıp yanımıza gelmeniz, okuldan/işten eve gelmeniz ve bizimle vakit geçirmeniz için tüm gün sabırsızlık duyarken; sizin bizi asık suratla ve size geldiğimizde iterek karşılamanız hiç hoş değil. Sizler bir saat vakit geçirip yorayım da işime bakayım derken; bizler bir ömür boyunca, işini bitirsin de bize baksın diye bekleyenleriz, biz sizin yüzyıllardır en sadık dostlarınız, canımız pahasına korumanız, depremde, doğal afetlerde, zehir tacirlerine karşı operasyonlarda, bomba aramada ve bir çok işinizde yanınızda olanlarız. Bizi sevin biz sizi zaten çok seviyoruz.
Bu sadık dostlarımıza her zaman yardım etmeliyiz. Makaleniz için teşekkür ederiz.
Rica ederim.
evet bencede hep öyle gelsede yine aynen onlar var daha nicelerini anlamak için buradayım hepde değişmezcilik vardır.
Çok güzel yazmışsınız. Bu dostlarımıza her zaman destek olmalıyız.
Kesinlikle öyle.
Değişik bir o kadarda güzel yazı olmuş konuya psikolojik yaklaşılmış