Selamlar, sevgiler Konu Deposu takipçileri. Bugün The Humanity Bureau isimli, Nicolas Cage abinin başrolde oynadığı filmi inceleyeceğiz. Bakalım neymiş, ne değilmiş.
İlk olarak direk yorum yaparak başlamak istiyorum. Nicolas Cage’in acil bir şekilde her filmde oynamayı kabul etmeyi bırakması lazım. Para kazanacağım diyede her gelen iş kabul edilmez. İnanılmaz durağan ve adam akıllı bir sonuca bağlanmayan bir film. Birazdan daha net anlatacağım üzere, yapılabilecek her detaydan kaçınılmış bir film. Bu yüzden aklınıza bir sürü soru işareti takılıyor. Film ne bunları cevaplıyor, yada oluşturduğu atmosferin temellerini sağlam tutuyor.
Klasik yaşanması zor hale gelen dünya, temalı bir film. Çevre kirliliği artmış, atmosferdeki zehir oranı çok fazla, temiz su bulmak imkansız boyutlarda. Bunu bize ufak sekanslarla anlatıyor ama bu duruma dayalı içi dolu sonuç göremiyoruz. Ardından devlet İnsanlık Bürosu diye bir birim oluşturmuş. Bu birim devlete fayda sağlamayan bireyleri buluyor ve onları kolonilere yerleştiriyor.
Film boyunca anladığım kadarıyla, İnsanlık Bürosu’nda sadece 3 kişi çalışıyor. Koca koca binalar görüyoruz ama bu büroda 3’ten fazla çalışan göremiyoruz. Diğer bir yandan memleketin bir tarafı aşırı bolluk içerisinde, diğer tarafına geçer geçmez tamamı çöl. Evler ise çölün ortasında, aralarında kilometreler olacak şekilde yerleştirilmiş. O evlerdeki insanlar yemekle, suyla, şık dekorasyonuyla geçinebiliyor. O çölün ortasında yemeyi nasıl bulduğunu geçtim, evine astığın onca İtalyan tablosunu nereden buldun? Hani kıtlıktaydık, hani yemek su yoktu? Galiba bu durumda güzel dekorasyon önemli oluyor.
Bütünsel olarak filmi düşünelim. Sahne tasarımları oldukça kalitesiz. Oldukça kısıtlı açılardan oluşmakta. Büyük görkemli bir kaç şık bina gösterince devletin sınırları bitiyor. Ne yaşayan insan var, nede çalışan insan var. Kıyamet senaryolu film, yaşayan olmasın tamam ama koskoca ekibimiz var diyen sensin. Kimse mi çalışmıyor bu koskoca büro ekibinde? Oyunculuklar, artık bitse de gitsek modundaydı. Nicolas Cage abimiz var oradan yürürüz, geri kalan detayları boş verin denilmiş bariz.
Şimdi istediğiniz bir siteye girin, bu filmin konusunu okuyun. Uzun uzun bir sürü yazılmış. Kıyamet dünyası, insanlar ölüyor, su yok, yemek yok, küresel ısınma, ozon tabakası, atmosfer, karbonmonoksit, dünya yerle bir olmuş… İnanın bunların yüzde 30’unu ya görüyoruz yada görmüyoruz. Bize oluşturdukları atmosferle ilgili, kendi söz verdiklerini daha anlatmıyorlar. Kıyamet filmi nasıl olur deyip, 10 dakika araştırma sonucu, çıkmış bir film gibi.
Bugünde tutamadım kendimi. Dünyadaki tüm filmleri bitirdiyseniz, izlemenizi tavsiye ederim. Kendinize iyi bakın.
izleme gafletinde bulunmuştum. hakikaten uzak durulması gereken bir film zaman kaybı…
çok saçma bir film olmuş bu maaleserf
Gerçekten çok özel bir yazı olmuş. Yazanı tebrik ediyorum.
gerçekten yazanı tebrik ederim baya aydınlatıcı olmuş ben bu filmi beyenmemiştim zaten
Ben izlemiştim ama beğenmiştim o kadar da kötü değil tabiki sizin söylediklerinizde kabul edilebilir ancak görecelidir film izlemek diye düşünüyorum.
Evet güzel bir film değildi gerçekten ama yazılarınız çok açıklayıcı olmuş.Takip etmeye devam edeceğim.
Bu filmi izledim oldukça güzel.Açıklaması da çok güzel olmuş.Elinize sağlık.Diğer filmlerin içeriklerini de artık takip edicem.Başarılar dilerim.Saygılarımla.
Gayet güzel bir paylaşım olmuş tebrik ederim devamını bekliyoruz filmi açıklamanız güzel olmuş.
Tebrik ederim başarılarınızın devamını dilerim blog sayfanızın takipçisiyim