THIS WAR OF MINE // Oyun İncelemesi // Acı ve Gerçek

Bu oyuna başlamamdaki en temel etmen diğer savaş oyunlarının aksine daha derin konuyu işliyor oluşuydu. Elimize silah alıp bam bam ilerlemiyoruz. Oyunda bir çok senaryo modu var, lakin asıl mekaniği savaşan asker olmamamız. Savaş sırasında arada kalmış ve güç bela yaşamını sürdürmeye çalışan sivil halktan birisi oluyoruz. İşimiz bu sefer savaşmak değil, hayatta kalabilmek.

Yeri gelir çocuğumuza bakmamız gerekebilir, yeri gelir hiç yiyecek bulamazken açlık ve soğukla mücadele etmemiz gerekebilir. Yani oyun bir çok element içeriyor. Bu elementlerin en güzel özelliği, her seferinde insanı sürükleyen bir hikayeye bağlanıyor oluşu. Üzücü ve ağır gerçeklerle karşılaştığınızda sizi derinden etkileyebiliyor.

Oyun da aslında dlc çıkana kadar hikaye modu bu kadar geniş yelpazelerde değildi. Yine ufak tefek bir şeyler anlatıyordu ama tam anlamıyla kurgulanmış bir senaryosu yoktu. Normalde dlc seven bir insan değilimdir. Ne anlatıyorsa oyunun kendisinde anlatsın, derim. Sonradan şu kadar paraya şunu veriyoruz denilmesinden nefret ederim. O yüzden dlc yükleyen ve satın alan biri değilimdir. Bu oyun da durumlar farklı oldu. Bu oyunu bana aldıran şey sadece dlc si oldu. Çok fazla bende merak uyandırdılar. Hala karşı olduğum bir şey ama bazende karşı olsam bile merak duygusundan kendimi alamıyorum. Oyun bana iyi ki de merak ettirmiş, dedim.

Oyunda sevdiğim noktalara değinmeye devam edeyim. Diğer bir nokta oyunda olan drama boyutu. Yazılan diyalogların draması yeterli düzeyde. Bunun yanında oyunun bazı aşamalarında bir kısım felsefecilerin yada eski liderlerin sözlerine denk gelebiliyorsunuz.

Bunların yanında sevdiğim diğer nokta, gerçekçilik duygusu. Oyunda açlık, soğuk hat safhada. Bunun için bir şeyler yapmanız lazım. Bazen elinizden hiçbir şey gelmeyebiliyor. Bunun için stratejinizi iyi kurmanız lazım. Bir savaş sırasında olabilecek her durumu düşünmeniz gerekmektedir.

Oyun yer yer bizleri gizliliğin esas olduğu noktalara sürükleyebiliyor. Buralarda bütün oyun boyuncu zaman sorunumuzu ve yiyecek ile ekipman bulma sorunumuzu göz ardı edemiyoruz. Sağlık, açlık, yaralanma, depresyon… Bu etmenlerin hepsine dikkat etmemiz gerekiyor ama savaşın ortasında olduğumuzdan bazı fedakarlıklarda bulunmamız gerekiyor. Bu fedakarlıkların kesinlikle ağır sonucu olacaktır. Buna rağmen hayatta kalmaya çalışmalıyız. Bu tür zorluklarla uğraşırken, diğer bir yandan oyunun bize etkileyici hikayeler sunması en çok hoşuma giden taraf oldu. Hikayesiyle ağlatacak bile etmenler mevcut.

Gerçekçilik duygusunu oldukça acımasız detaylarla işleyen bu oyun, başlı başına size yaşadığınız ortamın güzelliğini farkettirecektir. Bu oyundan daha acımasız durumlar oldukça mevcut.

Oyun bizim strateji kurmamıza izin veriyor ama gerçekte strateji kuramayacak bile durumlar da olan savaşta kalmış insanlar mevcut. Bunu düşünürken üstüne çok acımasız finallerle karşılaşmamız, insanı oldukça  fazla üzüyor. Bugünde tavsiye ettiğim oyun bu olsun. Bütün dlc leri alsanız bile fiyatını sonuna kadar hak eden bir oyun. Kendinize iyi bakın.