Selamlar sevgili Konu Deposu okuyucuları bugün biraz dertleşme tarzında olsun istedim beni maruz görünüz lütfen. Alışkanlıklarımızdan bahsedelim. Neden alışkanlık oluşur ve alışkanlıklar zararlı mıdır faydalı mıdır?
Ben alışkanlıklara gireceğim ama sigaradan, uyuşturucudan, alkolden bahsetmeyeceğim. İlişkilerdeki alışkanlıklar kadının erkeğe, erkeğin kadına, kadının kadına, erkeğin erkeğe veya malesef ülkemizde çokça bulunan erkeğin çocuk kadına. ? Bizler sevmeyi ölmek, ölmeyi bayılmak sanmışız sanki Türkiye halkı olarak. Maslow abinin piramidinde ilk basamak olan fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılayamadığımızdan mütevellit olsa gerek ki, hala sevgililik konusunun üstesinden gelebilmiş değiliz.
Yeni birisiyle tanıştın onu keşfetmek çok heycanlı ve onun da senin ona olan ulvi duygulara kapılmasını sağlamak uğruna harcadığın çabayı bilime adasan, belki de dünyanın en ileri teknolojisi ve tıp alanında en gelişmiş ülkelere girmeyi başaracağız. Başarı demişken, başarılarımızın sonucunda yerli uçağımızı bırak, uzay mekiğimizi bile yapacağız. Ama biz hala acep şu şahıs benim farkıma nasıl varır?! Hatta onu nasıl tavlarım, şeklinde uğraşılar peşindeyiz, her neyse çok uzattım. İlk başlarda bunlarla uğraştık iyi güzel, sonrasında olan olay? Yahu bu şahsın şusu kötü busu kaka derken hemen bir terketme çabalarındasın. İşte tamda burada konumuz başlıyor. Çünkü tam terkediyorum ahanda dediğinde anam ben o olmadan ne yaparım. Ben onsuz olamamlar özlemle başlayıp, türlü türlü buhranlara girerek devam eden ağlamalı, içmeli bazende çikolata yemeli döneme giriyoruz. Cidden artıları-eksileri düşündüğümüz alt alta toplayıp hesaplar yapıp, eksiler milyonlara ulaştığı halde, mantığının bırak ulan şunu dediği halde, (özellikle kankalarla konuşur dertleşirken) kendini dinlediğin yada onu bir an anımsadığında, karşında gördüğünde vs. alt dudakta bir titreme, bir büzülüş, gözler dolmakta. Belki de Yıldız abla son ses açılmış dinlenmektedir, itiraf edelim. Gelelim faydası/zararına. Demin dedik ya eksisi ulaşmış milyona. Daha ne fayda bekliyon canım kardeşim? Olmuyor işte yapamıyorsun. Alışmışsın ona artık. Attığı tribi, yaptığı atarı, çektiği azarı özler olmuşsun, halbuki şikayetindi bunlar. Peki ne yapmalı ? Ya yeni bir sayfaya bakmalı bitirdim cümlesini kurduktan sonra 3 saat içinde, çünkü burada mantık kaybolup geri duygu yoğunluğuna gireceksin. Yada çırpınmayı bırakıp zevk almaya bakacaksın. Yazıma son verirken belirteyim istedim cümlelerim oldukça devrik kurulmuştur belki, ama ne yapayım? Ne kadar anlam yüklersen o kadar devrilir cümle. Hz. Teoman abimizin yazıp söylediği bir şarkıda şöyle der:
Bulutlar iç içe ve her an başka bir resim oluyorlar
Başka bir adla, başka bir zamanda rastlasaydım demiştim ya o gün sana
Vazgeçtim, kaçmak yok, söz bu kez
Çok güzel uyuyorsun diye yanımda
Bak, çok gevezeysem, hadi kapat çenemi
Sözcükler ne ki duygular yanında
Yoksa yarın sabah uyanıp ayılınca
Utanacağım şeyler söyleyebilirim şimdi
Bana bırak hazır açmışken kapılarımı
Kalbime biraz daha temiz hava girsin
Yalancıyımdır biraz ama bana inan
Sarhoşken hep çok sahiciyim
Yine fazla içmiştim bu akşamda
Coşmuş kalbim, of nal gibiyim.
Sağır, kör, dilsiz görünür kalbim
Ama bil, ben aslında iyi biriyim
Bilirim, çok kirlidir aşk sicilim
Sadakat konusunda da pek iddialı değilim
Ama bu kez farklı olsun diye
Sen denersen, ben de denerim
Pek iyi olmadı şarkı,
En iyisi gel ‘Ortaçgil’ dinleyelim
Sıcaklığını verirken sen bana
Sızayım aniden kollarında
Çok düşündüm kaçayım diye ama dedim;
Ne zaman anlaşmış ki kalple beyin
Ve hele ne zaman düşünsem seni
Yaprak gibi titriyorken kalbim
Bize bu sözler üstüne söz düşmez deyip yazımı şuan sonlandırmaya karar verdim bir dahaki yazımda görüşmek üzere…
Al abi bir cigara. Yak yak yak. Buralar duman altı.
Hiç kimse için değmez. Ben sadece bunu derim.
Kimse için değmez be usta. Keyfine bakacaksın bu hayatta.