Evet sevgili okuyucular bugün size ikizlerden bahsedeceğim; placebo ve nocebo. Kökeni çok çok eskiye dayansa da tıp lügatına girmesi henüz yüz yıl oldu olmadı. Neyse bahsedeyim artık; kelimelerin latince anlamına bakacak olursak placebo=faydalı, nocebo=zararlı olan demek. Peki neye, kime, bunun tıpla ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Efenim bunun önceliği biliyoruz ki simyaya dayanıyor. Zamane simyacıları kişiyi rahatlatmak, hastalığı geçirmek, yahut tedavi etmiş olmak için alakasız bir şekilde kişiye şifalı bir ürün verir. Bu bir ilaçta olabilir bir bitkide. Hasta bunu kullanır ve simyacının verdiği motiveyle hastalığı geçer.
Örneğin başım ağrıyor dediniz ve ben size bir fincan çay verdim ve bu çayın çok şifalı olduğunu, migreni bile alt ettiğini, en fazla on dakikaya ağrınızı uzun bir süre tekrarlamayacağı şekilde keseceğini söyledim. Çay bildiğiniz çay ya da herhangi bir bitkinin çayı. Baş ağrısıyla uzaktan yakından alakası yok ama beyninize bu iletileri gönderdim ve siz kendinizi iyileştirdiniz. Tıp alanın da bu fark edilince de şekerden ilaçlar yapılıyor ve çözümü olmayan hastalıklarda bile doktor size “Yeni bir ilaç buldum bu tedavi harika ama seninde yardımcı olman lazım inanırsan olur, bu son teknoloji bir ilaç” vs. gibi telkinlerle aslında sizi inandırıyor ve sonrası da sizin beyninize kalmış oluyor. Tıp tarihine bakacak olursanız bunun birçok kanıtı var şimdi örnekleri sıralayarak sizi boğmak istemem.
Yazının basında ikiz kardeşler demiştim değil mi? İşte şimdi bunun diğer versiyonu yani zararlı kısmından bahsedelim. Nocebo; yan etkilerine inanmak. Kendi kendini hasta etmek. Aslında kavram hayatımız da oldukça nüksediyormuş da biz adını bilmiyormuşuz. Örneğin gün içinde bir ilaç kullandınız amacı önemli değil. Velev ki o günde çok kitap okumaktan gözünüz ağrımış olsun, acaba deyip reçeteye baktınız ve yan etkilerinde hatta ağır yan etkilerinde gözde ağrı kaşıntı kızarıklık yanma hissi vb. şeyler sıralanmış olsun. Beyninize ilacı içtim ve yan etkileri bunlar diye bir mesaj göndermiş oldunuz bile. Sadece ağrıyan gözünüz bir süre sonra kaşıntı hissi uyandıracak tabi kaşıdığınız, ovaladığınız içinde kızaracak ve yanmaya başlayacak. Siz o reçetede ki yan etkileri hiç bilmeseydiniz belkide bir beş on dakika sonra geçecekti ağrınız. Ama kendinizi şartladığınız için hasta ettiniz.
Bunun da tabi birçok deneyi yapılmış. Misal bir bitkiye alerjisi olan bir grup insanı gözlerini bağlayarak sağ kollarına alerjisi oldukları bitkiyi sol kollarına da her hangi bir bitkiyi değdireceklerini söylemişler. Ardından bunun tam zıttını yapmışlar. Alerji otu sürdük denilen kola normal bir bitki sürüldükten sonra sanki alerji olmuşçasına kolda kaşıntı hissettiklerini uyuşma kızarıklık vb. semptomlar sıralamışlar. Asıl otu sürdükleri kolda ise herşey güllük gulistanlikmış.
Ee biz bunları zaten biliyorduk. Yanı beyin gücünün etkisi, olumlu olumsuz enerji bla bla. Peki ne kadar ve nasıl kullanıyoruz?
Bu konuda yazmaya karar kıldıktan sonra acaba ben hiç yaptım mı bunu kimseye ya da kendime diye düşündüm. Yapmıştım. ? Hemde falcılık yoluyla. (Çok temiz para var o işte.) Tabi gaza gelerek girdigim bir yoldu lakin sonuçları beni korkutacak kadar çıkıyordu. Örneğin birine “vücut çakralarının sonuncusunda yoğun bir enerji görüyorum kasık ya da kalça ağrısı çekecek olabilirsin dikkat et’ diyorum bir hafta sonra kadın çikolata kistim varmış bunu bile bildin bidaha bak aldığın para helâli hoş olsun diye geliyordu. Bu kadar tutturmuş bilmiş olma olasılığım şaibeliydi. Bu gece fark ettim ağrısı bile yoksa kadının ben beynine bu iletiyi yolluyordum ve belkide gizli zararsız bir kist olduğunu öğrenmesine vesile oluyordu.
Nazara inanır mısınız bilmem ama bunun içinde geçerli olabilir. Çok tipik birşey vardır “benim yıldızım çok düşük kötü enerjiyi hemen üstüme çekerim nazar var bende ayy valla göze geldim” ? burada da kendi kendinizi hasta ettiniz.
Kendimde nocebo olarak da şunu fark ettim (en son burç üzerine yazınca yorumlarınızda paparayı yemiştim, arlanmadım kendim inanana kadar) burç yorumu saçmalığı hafta basında diyor ki merkür burcunuza girdi bu hafta iki yakanız bir araya gelmez, yatak döşek ağlarsınız, çıkamayacağız depresyona gireceksiniz falan filan (burç yorumunu yapan kişinin eski sevgilisiyle aynı burçta olabilirim yoksa bu kadar kaza belanın başka bir açıklaması olamaz) neyse ben o hafta leş gibiyim, bütün lanet üzerimde bir hafta ağladım arka fonda Göksel – Depresyondayım. Sonra haftanın sonunda merkürün çıktığını öğrendim. Merkür değil burcuma bana girse ancak bu kadar zarar görebilirdim. Yani haklıymışsınız saçmalıkmış bir hafta ağladığımızla kaldık iyi mi?
Neyse yine çok uzattım. Amacım yazı yazmak mı yoksa sizinle kanki muhabbeti yapmak mı bende tam anlayamadım. Ama sıkılmayın diye sohbet eder gibi yazıyorum. Gerçekten okuyor musunuz öyle kırk sayfa, sıfır duygulu makalevari yazıları, ben okuyamıyorum uykum geliyor.
Ne konuştum be, öpüyorum hoşçakalın…
İlginç konu hakkkında bilgi edinmemi sağladın teşekkür ederim. Başarılarının devamını diliyorum
ilginç bilgi için teşekkür ederim.Ben şahsen çok beğendim. Emeklerine Sağlık.+1
ilginç bilgi için teşekkür ederim. Şahsen dikkatimi cekti
Bilmediğimiz ve keşfetmemiz gereken güzel detaylı bir açıklama makalesi olmuş klavyenin başında oturuppta bize bunları anlattığın için teşekkür ederiz
Etkileyici ve fantastik!
Siteyi beğendim başarılarınızın devamını dilerim
İlginç konu hakkkında bilgi edinmemi sağladın teşekkür ederim. Başarılarının devamını diliyorum
gerçekten güzel içerik tebrik ederim sizi başarılarınızın devamını dilerim saolun